Temsilcilik

DAİMİ TEMSİLCİLİĞİMİZİN GÖREV ALANINA GİREN ULUSLARARASI KURULUŞLAR VE BUNLARLA İKİLİ İLİŞKİLERİMİZ

ULUSLARARASI ATOM ENERJİSİ AJANSI (UAEA)

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), Birleşmiş Milletler (BM) içinde hükümetlerarası bağımsız bir teşkilat olarak 29 Temmuz 1957 yılında kurulmuştur. UAEA’nın kuruluş nedenini, büyük bir yıkım gücüne sahip bu teknolojiden, insanlık yararına ve ülkelerin kalkınmasına hizmet edecek potansiyel barışçıl kullanım alanlarının yaygınlaştırılması doğrultusunda faydalanılması teşkil etmektedir.

UAEA, “nükleer teknoloji uygulamaları”, “nükleer güvenlik”, “nükleer emniyet” ve “nükleer doğrulama” olmak üzere dört temel alanda faaliyet göstermektedir. Nükleer doğrulama faaliyetleri, başka bir ifadyele üye ülkelerdeki nükleer malzeme ve tesislerin münhasıran barışçıl amaçlara yönelik olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yürüttüğü faaliyetler basında daha geniş ilgi görmesi nedeniyle, UAEA, kamuoyunda BM’nin “nükleer gözetmeni” (nuclear watchdog) olarak da bilinmektedir.

Bu durum, Ajans’ın diğer alanlardaki önemli faaliyetlerini gölgede bırakmaktadır. Ajans esasen, nükleer reaktörlerin işletim güvenliği, insan ve çevre sağlığının korunması, nükleer yakıt yönetimi ve emniyeti gibi, nükleer güvenlik (safety) ve nükleer emniyet (security) alanlarına giren konularda da uluslararası işbirliğinde merkezi rol oynamakta, bağlayıcı olmayan güvenlik ve emniyet standartları belirlemekte ve üye ülkelerin nükleer programlarını etkin bir şekilde geliştirebilmeleri için çeşitli hizmet ve araçlar sunmaktadır.

UAEA, nükleer bilim ve teknolojinin, sanayi, tarım, su kaynakları, çevre ve insan sağlığı alanlarındaki uygulamalarından üye devletlerin yararlanmasına yönelik çalışmalar da gerçekleştirmektedir. Bu alanlarda yürütülen faaliyetler, UAEA’nın nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik görev yönergesinin önemli parçalarıdır.

Ajans’ın temel faaliyet alanları ve teşkilat yapısına ilişkin özet bilgiler aşağıdadır.

1. Nükleer Güvence Denetimi ve Doğrulama (Safeguards):

Ajans’ın başlıca görevlerinden birisi Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nın (Non-Proliferation Treaty-NPT) uygulanmasının denetlenmesidir. Sözkonusu Antlaşma’nın 3. maddesi çerçevesinde, Antlaşma’ya taraf, nükleer silah sahibi olmayan devletler, UAEA’nın Statüsü uyarınca, NPT’den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiklerinin teyit edilebilmesini teminen UAEA ile Güvenlik Denetimi Anlaşmaları akdetmişlerdir. UAEA, bu anlaşmaların kendisine verdiği yetki çerçevesinde, üye devletlerdeki nükleer tesislerde gözlem ve doğrulama faaliyetleri gerçekleştirmektedir. Bu kapsamda, 300’e yakın UAEA denetçisi her yıl 1000’den fazla nükleer tesisi denetlemektedir.

Günümüzde bu anlamda İran’da yürütülen faaliyetler Ajans tarafından yakından takip edilmektedir. Ajansın izleme, denetim ve doğrulama faaliyetlerine yönelik sürekli raporlama yapılmakta ve üye ülkelere bilgiler sunulmaktadır. İran’daki nükleer tesisler, zenginleştirme tesisleri, araştırma reaktörleri, araştırma tesisleri dikkatle incelenmekte, santrifüj özellikleri, zenginleştirme oranları, ağır su miktarı gibi hususlara ilişkin bilgiler sürekli güncellenmektedir. Kuzey Kore ve Suriye için benzer raporlar hazırlanmaktadır.

2. Nükleer Güvenlik (Safety):

Nükleer güvenlik (safety), nükleer tesisleri etkileyebilecek doğal ve insan kaynaklı iç ve dış olaylar veya tesisin herhangi bir aşamasında, normal işletme veya kaza koşullarında birey, toplum ve çevreye etkisinin incelendiği faaliyetlerdir.

UAEA, konuya ilişkin uluslararası standartları oluşturmakta ve yayınlamaktadır. Ayrıca, üye ülkelerdeki nükleer tesislerde güvenliğin sağlamasına yönelik faaliyetlere, üye ülkelerin talebi halinde, teknik destek sağlamaktadır. Bunların yanı sıra, ilgili uluslararası sözleşmelerin (örneğin, Nükleer Güvenlik Sözleşmesi (Convention on Nuclear Safety –CNS) ve Nükleer Kazaların Erken Bildirimi Sözleşmesi (Convention on Early Notification of a Nuclear Accidents)) Sekretarya görevini yürütmektedir.

3. Nükleer Emniyet (Security):

Nükleer emniyet (security), nükleer maddelerin çalınması, hırsızlık, tesise yönelik sabotaj ve nükleer tesislerin fiziksel korunması gibi konuların ele alındığı faaliyetlerdir.

UAEA, konuya ilişkin nükleer emniyet kılavuzları serisi oluşturmakta ve yayınlamakta, üç yılda bir üye ülkelerle birlikte Nükleer Emniyet Planı hazırlamakta ve uygulamaktadır.

Bunların yanı sıra, Nükleer Malzemenin Fiziksel Korunması Sözleşmesi (Convention on the Physical Protection of Nuclear Material -CPPNM) gibi konularda Sekretarya görevini yürütmektedir.

4. Nükleer Bilim ve Teknoloji Uygulamaları (Applications):

UAEA, gıda, tarım, hayvancılık, sağlık, su ve çevre konularında nükleer ve radyasyon teknolojilerinden nasıl yararlanılacağı hakkında üye devletlere kılavuzluk yapmakta, özellikle gelişmekte olan ülkelere donanım, eğitim ve teknik hizmet desteği sağlamaktadır. UAEA, gıda ve tarımda radyasyon ve izotop uygulamalarını geliştirmek için Uluslararası Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) ile, aynı zamanda radyasyon tekniklerinin tıbbi alanda kullanımı bağlamında Dünya Sağlık Teşkilatı’yla (WHO) ve Pan Amerikan Sağlık Teşkilatı’yla (PAHO) işbirliği yürütmektedir. Dünya çapındaki laboratuvar ve enstitülerle birlikte bu alanlardaki araştırma ve geliştirme çalışmalarına destek sağlamaktadır. Bunların yanı sıra, nükleer güç üretimi ve yakıt çevrimine ilişkin çalışmalar yürütmektedir.

Nükleer tıp teknolojilerinden istifade edilerek, Batı Afrika’da 2013 yılında baş gösteren Ebola salgınıyla mücadele ve hayvandan insana bulaşabilen (zonotik) hastalıklarda erken teşhis kapasitesinin arttırılmasına yönelik projeler yürütülmüştür. Kovid-19 salgınıyla da bağlantılı olarak, bu konuda daha yaygın işbirliği amacıyla ZODIAC projesi hayata geçirilmiştir.

UAEA’nın, nükleer teknolojinin dünya çapında sosyo-ekonomik kalkınmayı ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini desteklemeye yönelik temel aracı, Teknik İşbirliği programıdır. Bu kapsamda, Ajans, Teknik İşbirliği Fonu’ndan finanse edilen ulusal ve bölgesel projeler geliştirmekte ve uygulamaktadır.

UAEA’nın Karar Alma Organları

2023 itibarıyla 176 üyesi bulunan UAEA’nın, Genel Konferans ve Yönetim Kurulu olmak üzere iki karar alma organı bulunmaktadır.

Genel Konferans (General Conference): Yılda bir kez, genellikle Eylül ayında toplanan Genel Konferans (GK), UAEA’nın en yüksek karar alma organıdır. Tüm UAEA üyelerinin katılımına açık olan GK’da, teşkilatın programı ve bütçesi ile Yönetim Kurulu, Genel Direktör ya da üye ülkeler tarafından GK’ya sunulan diğer konular görüşülmekte ve karara bağlanmaktadır.

Yönetim Kurulu (Board of Governors): Yılda olağan olarak beş kez (Mart, Haziran, Eylül’de iki kez ve Kasım) toplanan Yönetim Kurulu (YK), 35 üyeden oluşmakta olup, sözkonusu üyelerden 13’ü ileri nükleer teknolojiye sahip atanan (designated), 22’si ise GK tarafından iki yıllık dönemler için seçilen (elected) ülkelerdir.

İkili İlişkilerimiz

Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasını 1969 yılında imzalayan ve Antlaşmaya büyük önem atfeden Türkiye, 1957 yılında tüzüğünü (IAEA Statute) onaylamak suretiyle UAEA’na üye olan ilk grup ülke arasında yer almıştır.

Ajans, ülkemizin bilimsel ve teknik alanda etkileşimde bulunduğu ve önemli faydalar sağladığı uluslararası kuruluşlar arasında bulunmaktadır. Türkiye, 26-30 Eylül 2022 tarihlerinde düzenlenen 66. Genel Konferans kapsamında 2022-2024 dönemi UAEA Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmiş olup, bu çerçevede sözkonusu iki yıl boyunca Ajans’ın karar alma mekanizmalarına etkin şekilde katılım sağlamaktadır.

UAEA’yla ülkemiz arasındaki yakın işbirliği, nükleer enerji programımızdaki gelişmelerle bağlantılı olarak ilerlemeyi sürdürmektedir. Türkiye ve Ajans arasında 2018-2023 dönemi için önerilen 5 yıllık teknik işbirliği programını içeren Türkiye Ülke Çerçeve Programı (CPF) 18 Eylül 2018 tarihinde imzalanmıştır.

İşbirliğimiz, ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda özellikle nükleer altyapı geliştirme alanında yoğunlaşmıştır. Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi kapsamında 27 Nisan 2023 tarihinde nükleer yakıtın sahaya varmasıyla, projede önemli bir safha geçilmiştir. Ajans’la ilişkilerimiz, Akkuyu NGS’nin devreye girmesiyle yeni bir boyut kazanacaktır. Ayrıca, radyasyon güvenliği, nükleer teknoloji uygulamaları, atık güvenliği, nükleer tıp, kalite kontrol, nükleer güvenlik, nükleer doğrulama gibi konularda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yanı sıra, Nükleer Düzenleme Kurumu, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu ve ilgili diğer kurum ve kuruluşların temsilcileri Ajans’ın düzenlediği eğitim kursu, teknik toplantı, konferans, sempozyum veya bilimsel ziyaretlere Ajans desteğiyle katılmaktadırlar.

Ajansta muhtelif görevlerde 19 vatandaşımız görev yapmaktadır.

NÜKLEER TEDARİKÇİLER GRUBU (NSG)

Nükleer Tedarikçiler Grubu (NSG), nükleer maddeler ile nükleerle ilgili çift-kullanımlı malzeme ve teknolojilerin barışçıl kullanım amaçlı ticaretini engellemeksizin, bunların dışsatımını denetim altına alarak, bu tür madde, malzeme ve teknolojilerin nükleer silah yapımında kullanılmasını önlemeyi amaçlayan bir grup nükleer teknolojiye sahip ülkenin gönüllülük esası temelinde bir araya gelmesiyle 1975 yılında kurulmuştur. Ülkemizin 2000 yılıMayısayında katıldığıNSG’nin48 üyesi vardır.

NSG’yekatılımcı ülkeler nükleer malzemeler ile çift kullanımlı malzemelerin ihracatına ilişkin olarak belirlenen Rehber İlkelere uymakla kendilerini gönüllü olarak yükümlendirmiş olup, bu konudaki uygulamaları ulusal mevzuatları çerçevesinde yürütmektedirler. NSG, NPT ve diğer yayılmanın önlenmesi anlaşmalarıyla organik bir bağı olmamasına rağmen, bu çabaları tamamlayıcı nitelikte faaliyet göstermektedir. Faaliyetlerin yürütülmesindeki eşgüdüm, NSG ülkeleri arasında her yıl dönüşümlü olarak ifa edilen NSG Dönem Başkanlığının (Genel Kurul Başkanı) sorumluluğundadır.

Ülkemizin NSG konularına yaklaşımının genel çerçevesini, nükleer silahların yayılmasının önlenmesine verdiğimiz önem ile bu bağlamda üzerinde önemle durduğumuz şeffaflık ilkesi belirlemektedir. Ülkemiz açısından NSG, nükleer malzemelerin ihracatına ilişkin olarak katılımcı ülkeler arasındaki düzenli ve sürekli bilgi değişiminin sürdürülmesi ve nükleer teknolojinin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasında (NPT) da öngörülen ilkelere uygun şekilde barışçı şekilde kullanımının teşvik edilmesi bakımından önemli bir işlev görmektedir.

ZANGGER KOMİTESİ (ZK)

ZanggerKomitesi (ZK) Nükleer Tedarikçiler Grubundan (NSG) dört yıl önce aynı amaçla kurulmuş olmakla birlikte,NSG’nin1991 yılından itibaren hız kazanan çalışmaları nedeniyle, bir bakımaikinci planda kalmıştır.ZK’nınbildirim yükümlülüğü Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) dışındaki, nükleer silaha sahip bulunmayan ülkelere yapılan ihracatla sınırlıdır.ZK’nınhalen39 üyesibulunmaktadır.

ZK konularına yaklaşımımızda, nükleer silahların yayılmasının önlenmesine ilişkin olarak Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) tarafından kurulan küresel rejimin muhafazası ve güçlendirilmesine önem verilmekte ve ZK gündemi öncelikle bu açıdan değerlendirilmektedir. Ülkemiz ZK üyeliğinden kaynaklanan ihracat kontrol yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmektedir.

NÜKLEER DENEMELERİN KAPSAMLI YASAKLANMASI ANTLAŞMASI TEŞKİLATI (CTBTO)

Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Antlaşması (CTBT), Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) ile birlikte nükleer silahların yayılmasının önlenmesi amacıyla ortaya konulmuş önemli bir girişimdir. Dünya üzerinde her türlü nükleer denemeyi yasaklayarak yeni nükleer silahların üretilmesini ve mevcut silahların geliştirilmesini engellemeyi amaçlamaktadır. Müzakereleri 1996 yılında tamamlanan ve ülkemizin de aynı yıl imzalayarak, 2000 yılında taraf olduğu CTBT’yi imzalayan ülke sayısı halihazırda 186, onaylayan ülke sayısı ise 177’dir.

Antlaşma hükümleri uyarınca CTBT’nin yürürlüğe girmesi için, CTBT’nin müzakerelerine katılmış ve Antlaşma tarihinde nükleer reaktöre veya nükleer araştırma reaktörüne sahip 44 ülkenin (Antlaşmada “Annex 2” ülkeleri olarak zikredilmektedir) hepsinin Antlaşmayı onaylaması gerekmektedir.Hâlihazırda “Annex 2” ülkelerinden sekizi(Kuzey Kore, Mısır, İran, İsrail, Hindistan, Pakistan, ÇHC ve ABD) ya hiç imzalamadıkları ya da onay süreçlerini tamamlamadıkları cihetle imzaya açılışından bu yana 25 yılı geride bırakan CTBT henüz yürürlüğe girmemiştir.

“Annex 2” ülkeleri arasında yer alan ve ulusal düzeydeki onay sürecini 2000 yılında tamamlayan ülkemiz, CTBT’nin yürürlüğe girmesini teminen sürdürülen çalışmaları desteklemekte ve bu alanda uluslararası platformlarda yürütülen çabalara aktif katkı sağlamaktadır.

Teknik boyutta, CTBT’nin doğrulama rejimi uyarınca faaliyet gösteren Uluslararası İzleme Sistemi (IMS) çerçevesinde birincil sismik (“primary seismic”) istasyonlar arasında Ankara’daki Belbaşı-Keskin Sismik İstasyonu da yer almaktadır. Ülkemiz, ayrıca Hazırlık Komisyonu ve alt organları çerçevesinde yürütülen gerek siyasi gerek teknik mahiyetli toplantılara aktif olarak katkı sağlamaktadır. Nükleer silahların yayılmasının önlenmesine yönelik uluslararası çabalara verdiğimiz destek ve bu alanda izlediğimiz ilkeli siyaset, Hazırlık Komisyonu içinde ülkemize saygın bir konum kazandırmaktadır.

Türkiye, teşkilatın olağan bütçesine düzenli olarak yapmakta olduğu kaydadeğer maddi katkının yanı sıra, gelişmekte olan ülkelerden uzmanların teknik düzeyli toplantılara katılımını desteklemeye yönelik projeye de gönüllü katkıda bulunmuştur.

WASSENAAR DÜZENLEMESİ (WA)

1996 yılında kurulan vehalen 42 üyesi bulunanWassenaarDüzenlemesi’nin(WA) amacı, konvansiyonel silahlar ile çift kullanımlı malzeme ve teknoloji transferlerinin kontrol altında tutulmasını sağlamak ve istikrarsızlığa yol açan birikimler elde edilmesini önlemek suretiyle uluslararası güvenlik ve istikrara katkıda bulunmaktır. Bu çerçevede, WA üyesi ülkeler, mevcut kontrol listelerinde yer alan malzeme ve teknolojinin uluslararası transferini sıkı bir denetim altında tutmakta, WA-dışı ülkelere gerçekleştirilen transferleri diğer üyelere bildirme yükümlülüğü altında bulunmaktadırlar. Çin, İsrail ve Brezilya gibi WA üyesi olmayan bazı ülkeler hariç, dünyanın diğer tüm önde gelen silah üreticisi ve satıcısı konumundaki ülkelerden oluşan WA katılımcı ülkeleri, dünya silah ticaretinin yüzde 90’lık bölümünü ellerinde tutmaktadırlar.

Ülkemiz WassenaarDüzenlemesinin (WA) kurucuları arasında yer almakta, konvansiyonel silahların ve silah yapımında kullanılan malzeme ve teknolojilerin kontrolü yönünde WA tarafından yürütülmekte olan çalışmalara önem atfetmektedir.

Bu süreçte gerekWA’nıntemel organları olarak görev yapan Genel Kurul, Genel Çalışma Grubu ve Uzmanlar Grubu’nun rotasyon usulüyle belirlenen başkanlarıyla gerek WA Sekretaryası ile her seviyede olumluişbirliğisürdürülmektedir.

BALİSTİK FÜZE YAYILMASINA KARŞI LAHEY DAVRANIŞ İLKELERİ REHBERİ (HCOC)

HCOC, balistik füze denemelerinin dünya çapında yaygınlaşması karşısında uluslararası toplumun şeffaflığı sağlama ve güven arttırma amacına yönelik çabalarının bir ürünüdür.HCOC’ataraf olan ülkeler balistik füze ve uzay aracı fırlatmadan önce diğer ülkelere bildirimde bulunma yükümlülüğü altına girmektedirler. 2002 yılında oluşturulanHCOC’a143 ülke taraftır.

Ülkemiz oluşumundan bu yanaHCOC’atarafolup, HCOC’ataraf ülkelerin sayısının arttırılması için çaba sarf etmektedir. HCOC çerçevesinde olağan yıllık bildirimlerini de uluslararası yükümlülüklerine ve şeffaflık ilkesine uygun şekilde düzenli ve zamanlı olarak yerine getirmektedir.

UZAYIN BARIŞÇIL AMAÇLARLA KULLANILMASI KOMİTESİ (UBAKK)

İnsan yapımı ilk uydunun 1957 yılında uzaya gönderilmesinden kısa bir süre sonra BM Genel Kurulunca alınan 1348 (XIII) (1958) sayılı kararla, uzayın barışçı amaçlarla kullanılması konusunda bir ad hoc Komite kurulmuştur. Ad hoc Komite, BM Genel Kurulunun 1472 (XIV) (1959) sayılı kararıyla “Uzayın Barışçı Amaçlarla Kullanılması Komitesi-UBAKK” (CommitteeonthePeacefulUsesof Outer Space-UNCOPUOS) adı altındadaimibir Komite haline getirilmiştir.

Halen BM Genel Kurulu’na bağlıUBAKK’ın, Bilimsel ve Teknik Alt Komite ve Hukuk Alt Komitesi olmak üzere iki alt komitesi bulunmaktadır. Komite, uzayın barışçıl kullanımına ilişkin sivil uzay çalışmalarının görüşüldüğü başlıca platform konumundadır.

UBAKK ve alt komiteleri, BM Genel Kurulu tarafından gündeme alınması istenen konular ile üye devletler tarafından sunulan raporlar ve gündeme getirilen hususlar üzerinde çalışmalarda bulunmak üzere her yıl birer kez toplanmaktadırlar. Komite ve alt komitelerdeoydaşmaylaalınan kararlarla BM Genel Kurulu’na önerilerde bulunulmaktadır.

UBAKK ve alt komitelerinin sekretaryasınıBMUzay İşleri Ofisi yürütmektedir.

Türkiye UBAKK’a1977’de üyeolmuştur. UBAKK vealt komitelerinin oturumlarına Viyana’daki Daimi Temsilciliğimiz ve ilgili kurumlarımızca düzenli ve aktif şekilde katılım sağlanmaktadır. Ülkemiz veBMUzay İşleri Ofisi arasındaişbirliğinin güçlendirilmesibakımından çalışmalar sürmektedir.TÜBİTAK’ta görevli uzmanlarımız ikiliişbirliğimutabakatları temelindesözkonusuOfis’te görev yaparak, ikili ilişkilerin ve bu alanda bilgi birikiminin geliştirilmesine katkı sağlamaktadırlar.

Türkiye Uzay Ajansı 2018 yılında resmen kurulmuş ve Türkiye , uzayın barışçı amaçlarla kullanımına yönelik tüm konuların teknik ve hukuki veçhelerine ilişkin olarak devam eden tartışmalara önceliklerimize uygun şekilde daha aktif katkı sunulmasında ve Ofis başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarlaişbirliğive ilişkilerin daha da geliştirilmesinde yeni bir ivme sağlanmıştır.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER UYUŞTURUCU VE SUÇ OFİSİ (UNODC)

UNODC, sınıraşan suçlar ve yasadışı uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede etkin uluslararası işbirliği mekanizmalarının geliştirilmesi ve ilgili BM Sözleşmelerinin üye devletler tarafından kuramsal ve işlevsel düzeyde uygulanmasının kolaylaştırılması konularına odaklı olarak Viyana’da mukim Yazmanlığı ve saha ofislerince yürüttüğü projeler aracılığıyla faaliyetlerini yürütmektedir.

BM bünyesinde faaliyetlerini sürdürmekte olan Uyuşturucu Kontrol Programı (UNDCP) ile Uluslararası Suçu Önleme Merkezi (CICP-Centre for International Crime Prevention) 1997 yılında birleştirilerek, BM Uyuşturucu Kontrolü ve Suçu Önleme Ofisi (Office for Drug Control and Crime Prevention-ODCCP) adını almıştır. ODCCP, BM Genel Sekreteri tarafından, uyuşturucu kontrolü ve suçu önleme konularının daha etkin ve bütüncül bir şekilde ele alınabilmesi amacıyla kurulmuştur.

1 Ekim 2002 tarihinde ise ODCCP’nin ismi kısaltılarak “Office on Drugs and Crime-UNODC” olarak değiştirilmiştir.

UNODC’nin çalışmaları EKOSOK’a bağlı işlevsel iki Komisyon tarafından belirlenmektedir. Bunlardan Uyuşturucu Maddeler Komisyonu (UMK-CND), UNODC’nin uyuşturucuyla mücadele çerçevesinde Uyuşturucu Kontrol Programına yönelik çalışmalarını belirlerken, Suçun Önlenmesi ve Ceza Adaleti Komisyonu da (SÖCAK-CCPCJ) yolsuzluk ve suçla mücadele bağlamındaki yönergesini ve Suç Programının içeriğini belirlemektedir.

UNODC ve öncülü kuruluşlar 1975 senesinden bu yana Türkiye ile işbirliği içinde faaliyet yürütmektedir. 1990’lı yılların başından bu yana UNODC’nin Türkiye ile işbirliği, uyuşturucu ve örgütlü suçla mücadelede kapasite gelişimi alanında yoğunlaşmıştır. Son dönemde ise bu işbirliği, Türkiye’nin uyuşturucu ve suçla mücadele konularındaki tecrübelerinden yararlanılmasına yönelmiştir. Türkiye, UNODC’nin faaliyetlerine yıllara göre değişen miktarlarda gönüllü katkıda bulunmaktadır.

UNODC'nin şimdiye kadar ağırlıklı olarak uyuşturucu odaklı olarak yürütülen faaliyetleri, yeniden yapılanma sürecinde, "sınıraşan örgütlü suçlar" kavramı temelinde, insan ticareti, yasadışı göç, terörizm ve yolsuzluk alanlarını daha fazla içerecek şekilde yaygınlaştırılmıştır. Bu başlıklar ülkemizin de yakın ilgi alanına girmektedir. Türkiye, normatif çalışmalara konu olan terörizmle mücadele, suçun önlenmesi ve ceza adaleti konularındaki uluslararası norm ve standartları ileri düzeyde benimseyen ve ulusal mevzuatına derceden ülkeler arasında yer almaktadır.

BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’ne (UNCAC) taraf olan ülkemiz ayrıca BM Sınır Aşan Örgütlü Suçla Mücadele Sözleşmesi (UNTOC) ile buna ek, Göçmen Kaçakçılığı, İnsan Ticareti ve Ateşli Silahlar Protokollerini imzalayıp onaylamıştır.

UNODC ile ülkemizin ilgili kurumları arasındaki işbirliğinin derinleştirilmesi amacıyla yürüttüğümüz çalışmalar çerçevesinde, “Türkiye Uluslararası Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Mücadele Akademisi (Turkish International Academy Against Drugs and Organized Crime / TADOC)” ve “Narkotik Suçlarla Mücadele Eğitim Akademisi (Counter Narcotics Training Academiy-NEA)” tarafından UNODC ile ortaklaşa faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Anılan kuruluşlarımız, gerçekleştirdikleri uluslararası ve bölgesel eğitim programlarıyla UNODC projeleri kapsamında birçok ülkeye teknik destek sağlamaktadır.

UNODC Güneydoğu Avrupa Bölgesel Ofisi (ROSEE) 1 Mart 2023 tarihi itibarıyla İstanbul’da faaliyet göstermeye başlamıştır. Ofis kapsamında ayrıca, UNODC-Dünya Gümrük Teşkilatı (WCO) Küresel Konteyner Kontrol Programı da faaliyet göstermektedir.

ULUSLARARASI NARKOTİK KONTROL KURULU (INCB)

1961 Uyuşturucu Maddeler Tek Sözleşmesi uyarınca 1968 yılında kurulan INCB, BM uyuşturucu sözleşmelerinin uygulanması amacıyla bağımsız kontrol organı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. INCB’nin başlıca hedefi uyuşturucu maddelerin kullanımının sadece yasal şekilde tıbbi ve bilimsel amaçlı olmasını sağlamaktadır.

INCB, uyuşturucu kontrol sözleşmeleri olarak kabul edilen 1961 Uyuşturucu Maddeler Tek Sözleşmesi, 1971 Psikotrop Maddeler Sözleşmesi ve 1988 Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Yasadışı Ticaretiyle Mücadele Sözleşmesi’ne uyulmasını teminen ülkelerin teşvik edilmesi, tıbbi ve bilimsel amaçlı uyuşturucu için yeterli arzın bulunmasının sağlanması, yasal uyuşturucuların yasadışı kanallara kaymasının önlenmesi, uluslararası kontrol sisteminde olabilecek zayıflıkların tespit edilmesi gibi uluslararası uyuşturucu rejimi açısından önemli işlevleri üstlenmiştir.

INCB, sözleşmelerin açık ihlali durumlarında ilgili ülkeden açıklama talep etmekte ve bu durumun düzeltilmesi için tavsiyelerde bulunmaktadır.

Kurul, ülkelerindeki herhangi bir resmi kurumdan bağımsız olduklarını kanıtlamak suretiyle göreve başlayan 13 bağımsız üyeden oluşmaktadır.

Türkiye, yasal afyon üreticisi konumundan ötürü INCB ile yakın bir işbirliği sürdürmektedir.

2005-2010 ve 2017-2022 dönemlerinde INCB Başkanlığı da dahil olmak üzere Kurul’da çeşitli görevler üstlenen Prof. Dr. Sevil Atasoy, 20 Nisan 2021 tarihinde EKOSOK’ta yapılan seçimlerle INCB 2022-2027 dönemi üyeliğine yeniden seçilmiştir.

ULUSLARARASI YOLSUZLUKLA MÜCADELE AKADEMİSİ (IACA)

Uluslararası yolsuzlukla mücadele alanında bir akademi olarak 2010 yılından beri faaliyetlerini sürdürenIACA’nın uluslararası kuruluşve BM’de gözlemci statüsübulunmaktadır. Akademi’nin76 ülke ve 4 hükümetlerarası kuruluş olmak üzere toplam 80 tarafı vardır.

IACA’nın temsili Dekan tarafından yapılmaktadır.

IACA, yolsuzlukla mücadele alanında, lisans sonrası çalışmalar, yaz okulu, seminer ve çalıştaylar düzenlemekte, kurum ve kuruluşlara yönelik kurs ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirmekte, raporlar hazırlamaktadır.

IACA’nın kurucu üyeleri arasında yer alan Türkiye, Akademi Kurucu Anlaşması‘nı 20 Aralık 2010 tarihinde imzalamıştır. Anlaşma, ülkemiz bakımından 27 Kasım 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

IACA’nın çeşitli faaliyetlerine ve her yıl düzenlenen Taraflar Kurulu toplantılarına Türkiye düzenli olarak katılmaktadır.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SINAİ KALKINMA TEŞKİLATI (UNIDO)

Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO), gelişmekte olan ülkelerin sınai kalkınma faaliyetlerine destek olmak amacıyla 1966’da kurulmuştur. Kuruluş 1986’da BM’nin bir ihtisas kuruluşuna dönüşmüştür.

Teşkilatın temel amacı, gelişmekte olan ve ekonomisi geçiş döneminde bulunan ülkelerin sanayileşmesine katkı sağlamaktır. Genel Direktör Li Yong döneminde başlatılan Ülke İşbirliği Programı (Programme for Country Partnership), Teşkilat'ın temel yetki alanı olan sınai kalkınmanın çerçevesini oluşturarak özellikle Afrika ülkelerinde başarılı örnekler vermiştir. Son yıllarda UNIDO, çevresel sürdürülebilirlik, enerji dönüşümü, döngüsel ekonomi, iklim değişikliği, dijitalleşme ve gıda emniyeti gibi güncel konuları da gündemine almaya başlamıştır. 2013 yılında Lima / Peru’da gerçekleştirilen 15. Genel Konferans’ta kabul edilen Lima Bildirisi’yle, Teşkilat'ın temel görevi UNIDO üyesi ülkelerde “Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Sınai Kalkınma”nın sağlanması olarak belirlenmiştir.

Üye ülkelerin sınai kalkınma çabalarında sinerji yaratılması, kapasite geliştirilmesi, hükümetlerin siyasa, strateji ve önceliklerinin belirlenmesinde rehberlik, istatistiksel verilerin anlamlandırılarak analitik bilgi birikiminin oluşturulması, ihtiyaç duyulan fonlara erişilmesi için uluslararası finans kuruluşları, kalkınma bankaları, özel sektörden paydaşlar, donör ülkeler ile Küresel Çevre Fonu (GEF), Montreal Protokolü Çok Taraflı Fonu ve Yeşil İklim Fonu (GCF) gibi diğer uluslararası fonlar arasında eşgüdüm sağlanması UNIDO’nun uzmanlık alanı olagelmiştir.

2023 yılı itibarıyla, 171ülke UNIDO’ya üyedir. İki yılda bir gerçekleştirilen UNIDO Genel Konferansı kuruluşun en üst düzeyli karar organıdır. Sınai Kalkınma Kurulu (IDB) ile Program ve Bütçe Komitesi (PBC), diğer temel karar alma organlarıdır. IDB dört yıllığına seçilen 53 üyeden; PBC ise iki yıllığına seçilen 27 üyeden oluşmaktadır. Ülkemiz her iki organın da üyesidir. IDB ve PBC yılda bir kez toplanmaktadır. Bunların dışında, Program ve Bütçe Konularına İlişkin Gayriresmi Çalışma Grubu da üye ülkelerin UNIDO programlarına ve bütçesine ilişkin görüşlerini dile getirebileceği bir diğer önemli mecra niteliğindedir.

3 Aralık 2022 tarihinden bu yana Teşkilat'ın Genel Direktörlük görevini Gerd Müller yürütmektedir. Müller, UNIDO'nun temel yetki alanı olan sınai kalkınmanın yanı sıra, ikilim değişikliği, döngüsel ekonomi ve enerji dönüşümü gibi konuları da Teşkilat'ın gündemine almaktadır.

Ülkemizin, kurucu üyeleri arasında bulunduğu UNIDO’yla uzun yıllara dayanan bir işbirliği bulunmaktadır.

Ankara’da mukim UNIDO Bölgesel İşbirliği Merkezi, Teşkilat ile ilişkilerimizde köprü görevi üstlenmeye devam etmektedir. Esasen 1967 yılında kurulmuş olan Türkiye Ofisi, ülkemizin bölgede daha aktif rol almasının ve donör ülke konumuna gelmesinin de etkisiyle, Hükümetimiz ile UNIDO arasında 1999 yılında imzalan ve 2000 yılında yürürlüğe giren Anlaşmayla, UNIDO Bölgesel İşbirliği Merkezine dönüştürülmüştür.

UNIDO ile TİKA arasındaki işbirliği, 15 Haziran 2008 tarihinde imzalanan İşbirliği Anlaşması (Cooperation Agreement) ve 25 Kasım 2016 yılında imzalanan Mutabakat Muhtırası’yla güçlendirilmiştir. Sözkonusu Mutabakat Muhtırası’yla öncelikli olarak tarımsal işletmecilik, KOBİ’ler için ticaret, yatırım ve inovasyon, yenilebilir enerji ve enerji verimliliği ile çevre yönetimi ve kaynak etkinliği alanlarında işbirliğinin arttırılması hedeflenmiştir.

ULUSLARARASI GÖÇ POLİTİKALARI GELİŞTİRME MERKEZİ (ICMPD)

Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (International Center for Migration Policy Development- ICMPD), İsviçre ve Avusturya’nın girişimiyle 1993 yılında kurulmuş, BM nezdinde gözlemci statüsünü haiz hükümetler arası bir teşkilattır. ICMPD’nin kurulması fikri, Soğuk Savaş sonrası dönemde Batı Avrupa’nın iltica ve mülteci kabul sistemlerinin reformunu gerektiren iltica kriziyle karşı karşıya olduğu 1992 sonbaharında, İsviçre’nin öncülüğünde toplanan bir grup Avrupa ülkesi temsilcisi tarafından ortaya atılmıştır.

ICMPD, göç yönetimi, iltica, uyum, düzensiz göç, hudut yönetimi, geri dönüş ve yeniden kabul, insan ticareti ve vize konularına ilişkin göç politikaları belirleme alanında faaliyet göstermektedir. Kuruluşun amacı, yenilikçi, kapsamlı ve sürdürülebilir göç politikalarını teşvik etmek ve geniş Avrupa bölgesindeki hükümetler ve teşkilatlar için bir hizmet değişim mekanizması işlevi görmektir. Merkezi Viyana’da yerleşik ICMPD’nin, Mayıs 2007’den bu yana Brüksel’de de bir misyonu mevcuttur. ICMPD ayrıca, göç alanında kaynak ve hedef ülkeleri biraya getiren Budapeşte Sürecinin yazmanlığını yürütmektedir. Anılan Merkez, göç konularının uluslararası alanda ağırlık kazandığı günümüzde, yakın şekilde çalıştığımız uluslararası alandaki en önemli platformlardan biri konumundadır.

Ülkemiz, Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi’ne 15 Mayıs 2018 tarihinde resmi olarak üye olmuştur. ICMPD’nin 20 üyesi bulunmaktadır.

Türkiye, ICMPD üyeliği ile uluslararası arenada göç ve iltica alanında yürütülen çalışmalara aktif katılım sağlayarak, sahip olduğu engin tecrübe ile bu alanda politika oluşturulmasına katkı sunmaya devam etmektedir. 2023 yılı Dönem Başkanlığı ülkemizce üstlenilmiştir.

ULUSLARARASI TİCARET HUKUKU KOMİSYONU (UNCITRAL)

UNCITRAL, uluslararası ticaret hukukunun uyumlaştırılmasını ve yeknesak hale getirilmesini teşvik etmek amacıyla, BM 21. Genel Kurulu’nun 1966 yılında aldığı 2205 sayılı kararla kurulmuştur. Komisyon, kurulduğu tarihten bu yana uluslararası ticaret hukuku alanında BM sisteminin temel organı olagelmiştir. Komisyon’un bünyesinde, I. Çalışma Grubu (Mikro, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler), II. Çalışma Grubu (Uyuşmazlıkların Çözümlenmesi), III. Çalışma Grubu (Yatırımcı-Devlet Uyuşmazlıklarının Çözümü Reformu), IV. Çalışma Grubu (Elektronik Ticaret), V. Çalışma Grubu (İflas Hukuku) ve VI. Çalışma Grubu (Ciro Edilebilir Çoklu Taşımacılık Belgeleri) olmak üzere altı çalışma grubu bulunmaktadır.

Kurulda ve çalışma gruplarında alınan tavsiye kararlarının bağlayıcılığı bulunmamaktadır.

Türkiye 2010 yılından bu yana UNCITRAL üyesidir. Daha önce de 2004 - 2007 yılları arasında üç yıllık bir dönem için UNCITRAL çalışmalarına üye sıfatıyla katılım sağlanmıştır. Ülkemiz 2022 yılı itibarıyla Komisyon üyeliğine yeniden seçilmiş olup, üyeliğimiz 2028 yılında yapılacak 61. UNCITRAL Yıllık Oturumu’na kadar sürecektir.

Hazırlık sürecinde UNCITRAL’in de rol aldığı Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi“ne (Singapur Arabulucuk Sözleşmesi) ilişkin olarak ülkemiz bakımından iç hukuk onay süreci tamamlanmış ve Sözleşme ülkemizde 11 Nisan 2022 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.

PETROL İHRAÇ EDEN ÜLKELER TEŞKİLATI (OPEC)

OPEC, üyelerinin petrol politikalarını uyumlu hale getirmek ve koordine etmek suretiyle bireysel ve ortak çıkarlarını korumak amacıyla büyük miktarlarda petrol ihraç eden ülkeler arasında 10-14 Eylül 1960 tarihli Bağdat Konferansı’nda kurulan hükümetlerarası bir teşkilattır. Teşkilatın halihazırda 13 üyesi vardır. Dünya petrol rezervlerinin yaklaşık % 80’inin bulunduğu OPEC üyesi ülkeler, dünya petrol üretiminin yaklaşık % 40’ını gerçekleştirmektedir. Ayrıca, OPEC’in tüm üyeleri Paris İklim Anlaşması’nı imzalamıştır.

OPEC’in kuruluş amacı, üye ülkelerin petrol politikalarını koordine etmek ve birleştirmek, böylece petrol üreticisi ülkeler için adil ve istikrarlı fiyatlar sağlarken; tüketici ülkeler için etkin, ekonomik ve düzenli arz temin etmek ve ayrıca petrol endüstrisine yatırım yapanlara adil bir getiri sağlamaktır.

OPEC’in temel belgesi OPEC Statüsü’dür. Bunun yanı sıra, Cezayir (1975), Karakas (2000) ve Riyad’da (2007) düzenlenen üç OPEC Zirve toplantısı sonunda kabul edilen Bildiriler de Teşkilatın temel belgelerini teşkil etmektedir. OPEC’in organları ise Konferans, Yönetim Kurulu, Sekretarya ve Ekonomik Komisyon’dur. Konferans, OPEC’in karar alma organıdır ve üye ülkelerin genellikle Petrol Bakanı olan delegelerinden oluşur. Konferans senede en az iki kez toplanmakta ve oybirliği ile karar almaktadır. Teşkilatın genel politikasını oluşturmak ve bütçesini kararlaştırmakla yükümlüdür. Yönetim Kurulu her üye ülke tarafından iki yıl için atanan ve Konferans tarafından onaylanan Guvernörlerden veya vekillerinden oluşur. Yılda en az iki kez toplanan Yönetim Kurulu, Teşkilatı idare eder, Konferansın aldığı kararları uygular. Genel Sekreter, Teşkilatın yasal olarak yetkilendirilmiş temsilcisi ve Sekretarya’nın Üst Yöneticisidir. Teşkilatın icra organı ve merkezi Sekretarya’dır. 1961 yılında Cenevre’de kurulan Sekretarya 1965 yılında Viyana’ya taşınmıştır.

1 Ağustos 2016 tarihinden itibaren iki dönem Genel Sekreterlik görevini yürüten Mohammad Sanusi Barkindo’nun vefatının ardından, Kuveytli Haitham Al-Ghais 1 Ağustos 2022 tarihinde OPEC Genel Sekreteri olarak göreve başlamıştır.


Atatürk

Pazartesi - Cuma

09:00 - 13:00 / 14:30 - 18:00

1.01.2024 1.01.2024 Yeni Yılın İlk Günü
29.03.2024 1.04.2024 Avusturya Dini Tatili
10.04.2024 10.04.2024 Ramazan Bayramı
1.05.2024 1.05.2024 İşçi Bayramı
17.06.2024 17.06.2024 Kurban Bayramı
28.10.2024 28.10.2024 Avusturya Ulusal Bayramı
29.10.2024 29.10.2024 Cumhuriyet Bayramı
25.12.2024 26.12.2024 Noel Günü - Aziz Stephen Günü